İstanbul Sarıyer'de 16 yaşındaki kızın ölümüne ilişkin yargılanan sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Sanığın cezasında indirim uygulanmadı
İstanbul Sarıyer'de, arkadaşının evini tabancayla bastığı sırada çıkan arbedede ateş açarak 16 yaşındaki kızın ölümüne neden olduğu iddiasıyla yargılanan sanık, "nitelikli kasten öldürme", "yağma" ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Özkan Şenel ile avukatı katıldı. Duruşmada, ölen Dilan Teker'in annesi Vildan Çayırcı, babası Fatih Teker ve avukatları da hazır bulundu. Söz verilen Dilan Teker'in ailesinin avukatı Umut Yıldız, sanığın, silahın yere düşmesi nedeniyle ateş alarak maktulün vurulduğu iddiasının, kurşunun başına giriş çıkış açısına göre gerçeği yansıtmadığını savundu. Sanık Şenel'in avukatı Mehmet Tufan Koçak da sanığın daha önce aynı silahın belinde patlaması nedeniyle yaralandığını öne sürerek, müvekkilinin söz konusu yarasını mahkeme heyetine gösterdi.
"SUÇLUSU BEN DEĞİLİM" Son sözleri sorulan sanık Şenel, "Orada benim tek bir şahidim vardı o da Allah. Bir insan öldü, çok üzüldüm evet ama bunun suçlusu ben değilim." diye konuştu. Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanık Özkan Şenel'i "çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunmayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
İKİ SUÇTAN HÜKÜM YOK Sanık Şenel'e ayrıca "yağma" ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçlarından da 14 yıl hapis ve 600 lira adli para cezası veren mahkeme heyeti, tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, sanık hakkında "yağma" suçundan ceza verildiği gerekçesiyle "silahla tehdit" ve "konut dokunulmazlığını ihlale teşebbüs" suçlarından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verdi. Heyet, sabıkalı olması ve olay nedeniyle pişmanlık göstermemesini dikkate alarak sanığın cezasında indirim uygulamadı. İDDİANAME İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Özkan Şenel ile Kamil Dalkıran'ın aynı mahallede ikamet eden arkadaş oldukları, olay tarihinden bir süre önce aralarında anlaşmazlık yaşandığı, sanık Şenel'in 3 şubat 2022'de evine gidip silah doğrulttuğu Dalkıran'ın mesajlarını kontrol etmek için telefonunu elinden zorla alıp bahçeye kaçtığı belirtilmişti. Bu sırada evin önünden geçen ve Dalkıran'ın yeğeni olan Dilan Teker'in, "Ağabeyimin telefonunu ver." diye bağırdığı, müşteki Dalkıran ile aralarında çıkan arbedede sanık Şenel'in elindeki silahın patlaması sonucu Dilan Teker'in boynundan vurularak ağır şekilde yaralandığı ifade edilen iddianamede, olayın ardından kaçan sanığın sonrasında yakalanarak tutuklandığı kaydedilmişti. İddianamede, sanık Şenel'in, Dilan Teker ve mağdur Kamil Dalkıran'a karşı "olası kastla öldürmeye teşebbüs" "silahla tehdit" ve "konut dokunulmazlığını ihlale teşebbüs" suçlarından toplam 17 yıl 4 ay 15 günden 25 yıl 3 aya kadar hapsi talep ediliyordu. Olayın ardından hastanede tedavi altına alınan Dilan Teker, dava açıldıktan sonra hayatını kaybetmişti.