Son yıllarda yayılma oranı artış gösteren dil kanseri, emekli İngiliz öğretmen Stuart Kingston'ın da hayatını kararttı. Yüzündeki simetrinin bozulmasından şüphelenen Kingston, yapılan detaylı taramalar sonucu kanser olduğunu öğrendi.
İngiltere'nin Liverpool kentinde yaşayan 67 yaşındaki Stuart Kingston, 2020 yılında bitmek bilmeyen boğaz ağrıları yaşamaya başladı. İlk etapta bu durumu önemsemeyen Kingston'ın boğaz ağrıları, yutkunma güçlüğüne dönüştü ancak yine de doktora gitmeyi tercih etmedi. Yüzündeki simetri kaymasından şüphelenen emekli öğretmen, çeşitli testler yaptırdıktan sonra dil kanserine yakalandığını öğrendi.
Kingston, teşhisin ardından yaklaşık 2 ay süren bir kemoterapi sürecinden geçti. 2 yılın sonunda sağlık taramaları temiz çıkan Kingston, ''Benim yaptığım hataya düşmeyin, küçük belirtiler de olsa bunları ciddiye alın. İnsan kendisini yenilmez sanıyor ancak durum öyle değil, kanseri atlatmak gerçekten oldukça zorlu bir süreç'' ifadelerini kullandı.
Dil kanseri, dilin dokularında meydana gelen ve genellikle dilin üzerinde yer alan epitel hücrelerde gelişen kanser türüdür. Ağız kanserlerinin bir parçası olan dil kanseri, baş ve boyun bölgesinde sıklıkla görülen malign hastalıklar arasında yer alır. Dil kanseri, daha çok 50 yaş ve üzerindeki bireylerde görülse de, son yıllarda gençler arasında da artan vakalar rapor edilmiştir. Çoğunlukla dilin ön kısmında ya da dilin arka kısmındaki kök bölgesinde ortaya çıkabilir. Kanserin türü, hücrelerin tipine göre değişebilir ancak genellikle skuamöz hücreli karsinom olarak tanımlanır.
Dil kanseri genellikle erken dönemde belirgin bir şekilde kendini göstermez. Bu nedenle, çoğu hasta ancak kanser daha ileri aşamalara geldiğinde doktora başvurur. Bununla birlikte, bazı erken belirtiler, hastalığın fark edilmesine yardımcı olabilir. Dil kanserinin belirtileri, kanserin dilin nerede yerleştiğine ve ne kadar yayıldığına bağlı olarak değişir ancak yaygın belirtiler şunlardır:
Birincil belirti, dilde meydana gelen iyileşmeyen yaralar ya da şişliklerdir. Bu yaralar genellikle ağrısız olsa da zamanla ağrıya dönüşebilir. Dilin üzerinde kırmızı veya beyaz lezyonlar oluşabilir. Eğer yara bir haftadan uzun süre iyileşmiyorsa, bu durum kanserin belirtisi olabilir. Ağız içinde meydana gelen bu tür yaraların yanı sıra, dildeki sertleşmeler veya şişlikler de kanserin işaretlerinden biridir.
Dil kanseri, genellikle ağrıya yol açmaz, ancak ilerleyen evrelerde yutma zorluğu yaşanabilir. Özellikle kanserin ilerlemesiyle birlikte, dilin fonksiyonlarında azalma, yutkunma sırasında ağrı, acı ve rahatsızlık hissi ortaya çıkabilir. Ağızda kanama da dil kanserinin önemli belirtilerinden biridir. Kanserli bölgede, özellikle dilin etrafındaki dokularda kanama görülebilir. Bu kanama, genellikle yara ya da şişlikten kaynaklanır. Kanama, ağızda kötü bir kokuya neden olabilir, bu da hastanın ağız kokusunda değişiklik yaşamasına yol açar.Dil kanseri ilerledikçe, konuşma zorluğu ortaya çıkabilir. Dilin hareketliliğinde azalma, konuşmada anlaşılabilirlik kaybına yol açabilir. Ayrıca, kanserin daha ileri aşamalarında, boyun bölgesinde şişlik veya lenf bezi büyümesi görülebilir. Boyunda, kanserin yayıldığı bölgelere bağlı olarak lenf bezlerinde büyüme ya da sertlik meydana gelir. Bu büyümeler genellikle ağrısızdır ancak bazı durumlarda ağrılı olabilir.
Dil kanseri tedavisi, kanserin evresi (ne kadar yayıldığı), konumu, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Dil kanseri tedavisinde genellikle cerrahi, radyoterapi, kemoterapi ve bazen immünoterapi gibi tedavi yöntemleri bir arada kullanılabilir. Bu tedavi seçenekleri, kanserin yayılma derecesine ve hastanın genel sağlık durumuna göre şekillenir. Cerrahi müdahale: Dil kanserinin tedavisinde en yaygın kullanılan yöntem cerrahidir. Erken evre dil kanseri vakalarında, kanserli doku cerrahi olarak çıkarılabilir. Eğer kanser küçükse, sadece kanserli bölgeyi almak yeterli olabilir. Ancak kanser büyükse veya dilin önemli bir kısmını etkiliyorsa, cerrahi müdahalede dilin bir kısmı alınabilir. Bu tür operasyonlar, hastanın konuşma, yutma ve nefes alma fonksiyonlarını etkileyebilir. Bazen, cerrahiden sonra rehabilitasyon gerekebilir. Radyoterapi (Işın tedavisi): Radyoterapi, kanser hücrelerini yok etmek için yüksek enerjili ışınlar kullanır. Dil kanseri tedavisinde, cerrahiden önce ya da sonra uygulanabilir. Özellikle cerrahi müdahale sonrasında kalan kanser hücrelerini yok etmek amacıyla radyoterapi önerilebilir. Erken evre dil kanserlerinde, radyoterapi tek başına da tedavi olarak kullanılabilir. Radyoterapi, ağız içinde yara ve tahriş gibi yan etkilere neden olabilir. Kemoterapi: Kemoterapi, kanser hücrelerinin büyümesini durdurmak veya yok etmek için kullanılan ilaç tedavisidir. Kemoterapi genellikle ileri evre dil kanseri vakalarında kullanılır. Kemoterapi ilaçları, kanserli hücrelerin büyümesini engellemeye çalışır. Kemoterapi genellikle radyoterapi ile birlikte uygulanır ve bu iki tedavi birlikte kanserin yok edilmesinde daha etkili olabilir. Hedefe yönelik tedavi: Hedefe yönelik tedavi, kanser hücrelerinin genetik özelliklerine dayanarak spesifik bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi, kanser hücrelerinin büyümesini engelleyen ve sağlıklı hücrelere zarar vermeyen ilaçlar kullanılarak yapılır. Bu tedavi yöntemi, özellikle metastaz yapmış veya cerrahiden çıkarılamayan kanser vakalarında etkili olabilir. İmmünoterapi: İmmünoterapi, bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserle savaşmasını sağlamak amacıyla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Dil kanseri tedavisinde, bağışıklık sistemini harekete geçiren ilaçlar kullanılarak kanserli hücrelere karşı daha güçlü bir tepki elde edilmesi hedeflenir. İmmünoterapinin etkili olabilmesi için, kanserin bazı özel özelliklere sahip olması gerekebilir.
Dil kanseri tedavisinde başarı oranı, erken teşhise ve kanserin yayılma durumuna bağlıdır. Erken aşamalarda tedavi edilen hastalar, genellikle daha yüksek iyileşme oranlarına sahiptir. Tedavi sonrası süreçte, hastaların düzenli takiplerinin yapılması önemlidir. Dil kanseri tedavisi genellikle multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve hastaların yaşam kalitesini korumak için çeşitli rehabilitasyon ve destek tedavileri de önerilebilir.