Antalya'nın dünyaca ünlü sahili Konyaaltı'nda balık popülasyonu oldukça düşük. Olta balıkçılarının avlardan eli boş dönmesinden dert yandığı sahile resif yapılması gerektiğini belirten uzmanlar, "Antalya Körfezi çok sayıda balıkçının av baskısında olduğu için yapay resife ihtiyaç var." uyarısında bulundu.
Antalya'nın dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili başta olmak üzere kentin farklı yerlerinde kıyıdan atılan ağlarla tekne sahibi balıkçılar, oltalarla da amatör balıkçılar avlanıyor. Çipura, mercan, barbun, karagöz, mırmır, gargur, kefal, levrek başta olmak üzere çok sayıda balığın yer aldığı meralarda avlanan balıkçılar, son birkaç yıldır Antalya kıyılarının adeta çöle döndüğünü ve balık yakalamanın güçleştiğinden dert yandı. Her balık avı için ortalama 300 ile 500 lira arasında bütçe ayırarak yem alan olta avcıları da balık azlığından şikayet etti. Sahilin dip kısmında balığın yuvalanıp ya da avlanmak için kullanacağı bir alan olmamasından dert yanan olta balıkçıları, özellikle sahilde kıyıya yanaşıp, ağ sererek balık avlayan ticari balıkçılara da düzenleme getirilmesi gerektiğini savunuyor. "AKDENİZ VE ANTALYA KÖRFEZİ SÖMÜRÜLEN DENİZLERDEN" Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, Akdeniz ve Antalya körfezinin ciddi av baskısı altında olduğunu söyledi. Prof. Dr. Gökoğlu, "Akdeniz ve Antalya Körfezi en çok sömürülen denizlerden. Avcılık açısından av baskısının en fazla olduğu deniz. Çünkü Akdeniz bir iç deniz gibidir. Herkes Akdeniz'den bir şeyler almaya çalışıyor. Antalya Körfezi çok sayıda balıkçının av baskısında olduğu için yapay resife ihtiyaç var. Tabii bu resiflerin üzerinde de avcılık yaptırmamalıyız. Korumamız gerekiyor" diye konuştu. Antalya Körfezi'nde belirlenen birkaç yerin avcılığa yasaklanması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Gökoğlu, bu şekilde popülasyonu artan balıkların kıyı boyunca avcılığa destek verebileceğini söyledi. Deniz çayırlarının da sıcaklık ve kirlenme nedeniyle öldüğünü kaydeden Prof. Dr. Gökoğlu, "Koylarımız çölleşti. Çapa zincirler çok sayıda artıyor. Bu çayırlar denizlerin ormanlarıdır. Suyu temizler, birçok canlının besin zincirini oluşturur, deniz içi erozyonu önler." dedi.