Dünya artan sıcaklıklarla kasıp kavrulurken, Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi, küresel ısınmanın insan sağlığına yönelik tehditlerine baktı. Araştırmacılar, donmuş topraklarda bulunan binlerce yıllık "zombi" patojenlerin, buzulların erimesiyle dünyada yeni bir pandemiye yol açabileceğini ortaya koydu. Bilim insanları, bu salgınların etkilediği canlıların yaklaşık 3'te birini öldürebileceğini hesapladı.
Bilim insanları, “zaman yolculuğu yapan” patojenlerin (hastalığa neden olan her türlü organizma ve madde), küresel ısınma nedeniyle donmuş topraklar erirken dünyaya sızabileceğinden ve bir sonraki pandemiyi etikleyip çevreyi yok edebileceğinden endişe ediyor.
Binlerce yıl boyunca donmuş toprakta kapalı kalan antik virüsler hayatta kalabilir ve evrim geçirerek serbest yaşayan baskın türler haline gelebilir.
Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi'ndeki araştırmacılar bilgisayar simülasyonları kullanılarak virüs benzeri patojenlerin yaklaşık yüzde üçünün buzdan serbest bırakıldıktan sonra dünyada baskın hale gelebileceğini buldu.
Yeni bulgular, şimdiye kadar bilim kurgu hikayeleriyle sınırlı kalan zaman yolculuğu yapan patojenlerin yarattığı risklerin, ekolojik değişimin güçlü itici güçleri ve insan sağlığına yönelik tehditler olabileceğini gösteriyor.
Diğer taraftan, 2022 yılında bilim insanları Sibirya'nın donmuş topraklarında bulunan 48 bin 500 yıllık bir virüsü yeniden canlandırdıklarını duyurdu. Bu virüs, donmuş toprakta binlerce yıl sonra yeniden diriltilen yedi virüs türünden biri oldu. Canlandırılan virüslerin en genci 27 bin yıl, en yaşlısı Pandoravirus yedoma ise 48 bin 500 yıl donmuş halde kalmıştı.
Bu virüsler insanlar için bir risk olarak görülmese de, bilim insanları eriyen buzun açığa çıkardığı diğer virüslerin ”'felaket” olabileceği ve yeni salgınlara yol açabileceği konusunda uyardı.Örneğin, Alaska permafrostu bir zamanlar 1981'de yayılan grip virüsünü hapsetmişti ve bu da başka bir salgını başlatmıştı. Bu tür patojenlerin insanlığı nasıl etkileyebileceğine dair birçok çalışma yapıldı, ancak son çalışma daha az çalışılmış bir ortamı ele aldı: çevre.
Ekip, geçmişten gelen virüs benzeri patojenlerin bakteri benzeri konakçı topluluklarını istila ettiği yapay evrim deneyleri gerçekleştirerek bu mikropların yarattığı ekolojik riskleri ölçtü. Araştırmacılar, eski patojenlerin modern patojenlerin rekabetine daha duyarlı olmasını bekledikleri gibi çeşitli hipotezlere sahipti.
PLOS Computational Biology'de yayınlanan çalışmada, "Modern konakçılar da birlikte evrimsel geçmişleri sırasında eski patojenlerden kaçmış ve muhtemelen evrimleşmiş dirençlerini korumuş olabilirler, böylece istilacıları duyarlı konakçılar bulmaya zorlarlar." deniyor. Bununla birlikte ekip, modern konakçıların dirençlerini kaybetmiş olabilecekleri varsayımında da bulundu.
Ekip, "Bu durumda istilacılar, devam eden konak-patojen silahlanma yarışında aktif olarak yer alan modern patojenlere karşı bir avantaja sahip olabilirler." diye paylaştı.
Diğer taraftan, simülasyonların sonuçları, istilacının yerli patojenlerin yüzde 33,6'sından daha kalıcı olduğunu gösterdi.
Baskın istilacıların çoğu daha büyük topluluğun bileşimi üzerinde çok az etkiye sahipken, istilacıların yaklaşık yüzde biri öngörülemeyen sonuçlar verdi.
Çalışmanın yazarları, "Bazıları konak türlerin üçte birinin yok olmasına neden olurken, diğerleri kontrol simülasyonlarına kıyasla çeşitliliği yüzde 12'ye kadar artırdı. Salınan patojenlerin bu yüzde birinin yarattığı riskler küçük görünebilir, ancak modern topluluklara düzenli olarak salınan antik mikropların sayısı göz önüne alındığında, salgın olayları hala önemli bir tehlikeyi temsil etmektedir.” ifadelerini kullandı.