Portekiz Cumhurbaşkanı Marcelo Rebelo de Sousa, enerji sektöründe yolsuzluk iddialarından dolayı Başbakan Antonio Costa'nın 7 Kasım'daki istifasının ardından meclisi feshetme ve 10 Mart'ta erken seçime gitme kararı aldı.
Cumhurbaşkanı De Sousa, Başbakan Costa'nın istifasının ardından dün, meclisteki siyasi partilerin liderleriyle görüştükten sonra bugün de Devlet Konseyi'ni acil topladı. Devlet Konseyi'nin 18 üyesi arasında tam bir uzlaşma olmasa da erken seçime gitme kararı alan De Sousa, ülkenin ekonomik istikrarı için 29 Kasım olarak öngörülen 2024 bütçesinin kabulünü bekleyeceğini ve meclisi daha sonra feshedeceğini açıkladı. İktidardaki Sosyalist Parti (PS), istifa eden Costa'nın yerine başka bir adayını başbakan yapıp, yasama sürecinin devam etmesi önerisinde bulunmuştu. Bunu kabul etmeyen, muhafazakar görüşlü bir siyasi geçmişi olan Cumhurbaşkanı De Sousa, "Portekizlileri şaşırtan beklenmedik siyasi boşluğun üstesinden gelmek için seçimler ülkenin siyasi geleceğine netlik ve yön sağlayacaktır. Seçim, demokrasinin bir unsurudur ve halktan korkmamaktır." diye konuştu. Ülkede Kasım 2015'den bu yana başbakanı olarak görev yapan ve 30 Ocak 2022'de yapılan son seçimde meclis çoğunluğunu elde ederek tek başına iktidara gelen PS'nin lideri olan Costa, lityum ve yeşil hidrojen işleriyle bağlantılı bir davada "yolsuzluk, yalan söyleme ve görevini kötüye kullanma" suçlarıyla kendisi ve kabinesindeki bazı üyeler hakkında soruşturma açıldığını öğrenince 7 Kasım'da istifa etmişti. Yüksek Mahkeme tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 7 Kasım'da başkent Lizbon'daki Başbakanlık Ofisi dahil 42 yere baskın yapılmış, Costa'nın Özel Kalem Müdürü Vitor Escaria ile çok yakın arkadaşı olan iş insanı Diogo Lacerda Machado gözaltına alınmıştı. "Başbakan olarak görevde olduğu 8 yıl boyunca kendisini tamamen Portekiz'e ve Portekizlilere hizmet etmeye adadığını" söyleyen Costa, hiçbir yolsuzluğa bulaşmadığını vurgulamıştı. Costa ve bazı kabine üyelerini suçlama altında bırakan söz konusu soruşturma, ülkenin kuzeyindeki Romano ve Barroso madenlerinde lityum çıkarma ve Sines'teki yeşil hidrojen üretim tesisi projesiyle ilgili olduğu belirtiliyor.